RAHİM AĞZI (SERVİKS) KANSERİ
Rahim ağzı kanseri, dünyada en sık görülen jinekolojik kanserlerin başında gelmekle birlikte kadınlarda en sık görülen kanser türlerinde 4. Sıradadır. Serviks,rahim ve vajina arasındaki bağlantıyı sağlayan kısımdır.
Rahim ağzı kanserinin en sık nedeni cinsel yolla bulaşan human papilloma virüs (HPV) diye adlandırdığımız virüsün kanserojen tipleridir.
Serviks Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Serviks kanserinin en sık görülen belirtisi adet dönemi dışı kanamalardır. Özellikle cinsel ilişki sonrası görülen kanamalar rahim ağzındaki yaralarda yada kanserde görülmektedir. Menopoz sonrası görülen kanamaların en sık nedeni rahim iç duvarı (endometrium) kanseri nedeniyle olmakla beraber serviks kanserinde de görülebilmektedir.
Diğer görülen en sık belirtisi ise disparoni yani ağrılı cinsel birlikteliktir. Ayrıca anormal vajinal akıntı ve adet döngüsünün bozulmaya başlaması diğer erken belirtilerdendir. İleri evrede ise anormal vajinal kanamaya bağlı kansızlık, kitle basısına bağlı bacaklara ve sırta vuran ağrılarla birlikte mesanede oluşan bası nedeniyle sık idrara çıkma ve ağrı idrar yapma da görülen belirtiler arasındadır.
Hamilelik döneminde belirtliler değişmemekle birlikte serviks kanseri erken evrelerde bulgu vermemektedir. Bu yüzden gebelik öncesinde mutlaka jinekolojik muayene olunmalı ver smear testi diye adlandırdığımız rahim ağzı kanseri tarama testini yaptırmalısınız.
Serviks Kanseri Nedenleri Nelerdir?
Tüm kanserlerde olduğu gibi serviks kanserinde de hücresel mutasyonlar ana nedendir. Serviks kanserindeki hücresel mutasyonlara en sık neden olan etken ise cinsel yolla bulaşan HPV’dir. (%99)
HPV, serviks kanserlerinin %99’una neden olmaktadır. Çoğunlukla genital siğile neden olan 100’den fazla düşük riskli HPV tipi bulunmakla birlikte genital bölgede siğillere neden olabilmektedir. Özellikle oral, vajinal ve anal bulaş korunmasız cinsel ilişkilerde görülmektedir. Yüksek riskli HPV türlerinden HPV-16 ve HPV-18 serviks kanserlerinin %75’ine neden olmaktadır. Ayrıca bu yüksek riskli HPV’ler servikal hücre anormalliklerine de neden olabilmektedir.
Serviks Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?
- Erken yaşta cinsellik, korunmasız cinsel birliktelik ve birden fazla partner varlığında HPV bulaş riski arttığı için serviks kanseri riskinde de artış gözlenmektedir.
- Sigara içenlerde içmeyenlere göre iki kat daha fazla risk taşırlar.
- düşüDüşük bağışıklık sistemi, HIV taşıyıcılığı ve bazı ilaçlar vücut savunmasını bozduğu için riski artırırlar.
- Sağlıksız beslenen ve spor yapmayanlarda savunma sistemi zayıfladığı için serviks kanseri riskinde artış olmaktadır.
- Aşırı kilolu ve obez kadınlarda serviks adenokarsinomu gelişme riski daha yüksektir.
- Ailede rahim ağzı kanser öyküsü bulunması serviks adenokarsinomu için bir diğer risk faktörüdür.
Serviks Kanseri Korunma Yöntemleri Nelerdir?
Her yıl dünyada 500 binden fazla kadın serviks kanserine yakalanırken yaklaşık yarısını serviks kanseri nedeniyle kaybetmekteyiz. Neredeyse tamamen önlenebilen serviks kanserinden korunmak bu yüzden çok önemlidir.
Serviks kanserinin en sık nedeni cinsel yolla bulaşan HPV olduğu için bulaştan korunma en önemli basamaktır. Korunmanın temelini kondom gibi bariyer yöntemleri oluşturmakla birlikte riskli cinsel birlikteliklerden de kaçınmak önemlidir.
Diğer korunma yöntemi ise serviks kanserine neden olan HPV türleri için geliştirilmiş aşılardır. HPV enfeksiyonundan korunmada etkili ve güvenilir bir yöntem olan aşı 9 yaşından itibaren hem kız çocuklarına hem de erkek çocuklarına uygulanabilmektedir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 9-26 yaş aralığındaki bireylere kesinlikle önerilmekle beraber 27-45 yaş arasındaki bireylere risk durumlarına göre yapılabilmektedir. 15 yaşa kadar 2 doz uygulanan HPV aşısı 15 yaşından sonra 3 doz uygulanmaktadır.
Serviks Kanseri Tanısını Nasıl Koyuyoruz?
Rutin yıllık jinekolojik muayenelerde hastanın ilk cinsel birliktelik yaşı, ilişki sonrasında kanama yada ağrı durumu varlığı sorgulanır. Ayrıca kişinin daha önce cinsel yolla bulaşan bir hastalık öyküsü olup olmadığı, cinsel partner sayısı, HPV ötküsü, HPV aşısı yaptırıp yaptırmadığı, sigara kullanım öyküsü, adet döngüsü ve son zamanlarda anormal kanama olup olmadığı üzerinde durulması gereken önemli noktalardır. Jinekolojik muayene esnasında dış genital organlar değerlendirildikten sonra ultrason ile iç genital organlar değerlendirilmelidir. Vajinal muayenede mutlaka pap smear testi yadab sıvı bazlı smear testi ve riskli cinsel birliktelik öyküsü durumunda HPV tarama testleri yapılmalıdır. Böylece serviks kanseri hücresel değişiklikler düzeyindeyken tanı alabilmektedir. Yıllık jinekolojik muayeneler esnasında en fazla iki yılda bir smear testi yaptırmak erken evrede teşhis için çok önemlidir.
Unutmayalım ki, HPV sadece rahim ağzı kanserine neden olmamaktadır. Ayrıca erkeklerde de penis başı kanserine ve her iki cinsiyette anal kanserlere de neden olmaktadır. Kansere yakalanmamak için korunmasız riskli cinsel birlikteliklerden kaçınmalıyız ve HPV aşımızı yaptırmalıyız.
Sağlıklı günler dilerim.
Op. Dr. Merve Olgun